25 Ekim 2010 Pazartesi

O 1 Golü Atamamak

Fenerbahçe geçen sezonu son 10 maçta (ankaraspor hariç) sadece 1 gol yiyerek kapattığında bunun Fenerbahçe adına bir rekor olduğunu ve muhtemelen(araştırmadım,üşendim,fark etmez dedim) liglerde de bir rekor olduğunu ve bu rekora rağmen yenilen o tek golün nasıl olup da şampiyonluğu götürdüğünü yaz boyu düşündüm.

Bir yaz gecesinde "sorun yenen golde değil" dedim ,"Sorun atamadığımız o bir golde".
"Ne fark eder ? 1 gol yememek  veya 1 gol daha atmak .Her ikisi de aynı kapıya çıkar.Basit bir matematik bu" diyenler fena halde yanılıyorlar diye düşündüm ve hala aynı fikirdeyim.

Sahanızda gol yersiniz ama o bir fazla golü atarsınız.

26 yıldır Kadıköy'de maç seyreden biri olarak bazen taraftarın, bazen takımın veya sadece bir oyuncunun bazen de antrenörün o 1 golü ilave bir eforla attırdığına çok şahit oldum.Ne kadar isterse istesin taraftar ,oyuncu,yönetim,teknik ekip skorun üzerine yatmaya çalışırken o ilave eforu göstermezler gösteremezler...

Yaz biterken Fenerbahçe benim bu teorimi desteklemeye devam etti.
Young Boys ve Paok maçlarında da o 1 golü iki defa daha atamadık.

Sonbahar'da önce Beşiktaş'a karşı o 1 golü atamadık.
Sonbahar biterken kendi sahamızda 5.önemli maçta Galatasaray'a atamadığımız o 1 golle sayı da 5'e çıktı.

6.maç var mı kaldı mı bilemiyorum.İnşallah kalmamıştır,İnşallah 6.maç olmaz...

18 Ekim 2010 Pazartesi

Yenilerek Kadıköy'e Gelmesi Galatasaray'a Avantaj Mı ?

"Abicim yenildiğimiz bir yerde çok iyi oldu.Kadıköy'e artık mutlak galibiyet parolasıyla gideceğiz"
..
..
Futbol istatistikleri  (100 büyük Türk düşünüründen Fatih Terim "istatistik bir bilim değildir" dese de...) bize ışık tutabilecek bilgiler veriyor.Elbette ,hayat istatistiklere en büyük çalımları atıyor ,o da standart sapma oluyor !

Yenilmemleri kötü oldu diyen Fenerbahçelilere,yenilmemiz iyi oldu diyen Galatasaraylılara bir bilgiyi aşağıda sunalım.Galatasaray Kadıköy'e yenerek,yenilerek veya berabere kalarak geldiğinde ne gibi farklar olmuş hep beraber görelim.

2000-2001

30.Hafta Galatasaray-Adana 4-1
31.Hafta Fenerbahçe-Galatasaray 2-1

2001-2002
22.Hafta Galatasaray-Malatya 1-0
23.Hafta Fenerbahçe-Galatasaray 1-0

2002-2003
11.Hafta Galatasaray-Göztepe 3-1
6.Hafta (erteleme)Fenerbahçe-Galatasaray 6-0

2003-2004
22.Hafta Galatasaray-Konya 2-1
23.Hafta Fenerbahçe-Galatasaray 2-1

2004-2005
32.Hafta Galatasaray-Gençlerbirliği 1-2
33.Hafta Fenerbahçe-Galatasaray 1-0

2005-2006
30.Hafta Galatasaray-Rize 4-0
31.Hafta Fenerbahçe-Galatasaray 4-0

2006-2007
15.Hafta Galatasaray-Sivas 3-1
16.Hafta Fenerbahçe-Galatasaray 2-1

2007-2008
14.Hafta Galatasaray-IBB 2-2
15.Hafta Fenerbahçe-Galatasaray 2-0

2008-2009
9.Hafta Galatasaray-G.Antep 3-1
10.Hafta Fenerbahçe-Galatasaray 4-1

2009-2010
9.Hafta Galatasaray-Trabzon 4-3
10.Hafta Fenerbahçe-Galatasaray 3-1

14 Ekim 2010 Perşembe

Ah Abicim Ya,Emir Son Hücumda Oynamaz Mı Ya ?

"Evet polisim antrenör değilim ,ama özgüvenim ve futbol bilgimle bu kulübe faydam olacaksa o an şu andır" deyip Mustafa Denizli'ye taktik veren polisin görüntüsü  "hepimiz biliriz hepimiz anlarız,atla deve değil" ilkesinin  özetidir aslında...

Basketbol seyircisinin durumuysa daha avantajlı .
Salonda sesini duyurmak kolay !

Tabii basketbol seyircisi demişken " al semih'i biraz smaç yapalım be,bu tanyeiç manyak yaaa" diyen adamdan tutun, dün "Ya kaya gibi adamı aldık niye oynatmıyoruz,al oyuna,rakibi de tanıyor" diyen abimize geniş bir bilgi hazinesinden söz ettiğimizi de unutmayalım...Hele altyapı maçlarında ,2lig maçlarında sporcu yakınlarının,camia abilerinin yorumlarını duyan sağlıklı bir adam asla basketbol koçu olmaz !

"Vır vır yazdın ama sen ne biliyorsun kardeşim" derseniz orada duracaksınız,seyrettiğim canlı maç adedi yazıyı okuyan herhangi birinin yaşının 10 katıdır :-)

Fenerbahçeli kimliğimle son 1-5-15 yılda kaybedilişini gördüğüm farklı branşlarda irili ufaklı final maçı sayısı standart bir Fenerbahçeli ile aynıdır (zira o da manyakça tüm bu finalleri seyretmiştir)
..
..
Kupa maçlarını seyrettiğimde "bu Efes'i havada karada yeneriz" dedim.
Maç günü ,kadroların yazılı olduğu koltuğumuza bırakılmış broşüre(broşürü katlayıp hatıra diye cebime koydum.Aslında katlamam ama sığmadı)  bakınca "hiç uzunları yok bu iş sandığımdan da kolay olacak galiba" dedim.
İlk periyod yüzde bir milyon haklı çıktım...

Neyse gelelim maçı niye kaybettik sorusunun cevabına.

Bir.O günkü form durumu  nasıl olursa olsun, maç sonununda sahada bulundurulacak isimleri bir peçeteye yazıp hocaya versem ilk olarak Emir'i yazarım,"gerini siz tamamlayın" hocam derim...

İki.Lavrinoviç ve Tomas bu sezon Euroleague dahil  hiç bir maçta bir daha toplam 10 sayıdan az atmazlar,buraya not düşüyorum(İsteyen kaya peker'i de "identity element" olarak listeye ekleyebilir)

6 Ekim 2010 Çarşamba

Hiç Mi Yok ?

İlk golüm 1979 TSYD'de Raşit'in attığı gol.
Son golüm 2010'da Güiza kardeşimizin topuk golü (ki  teorik olarak Sabri'nin hat-trick yapması ile eşdeğerdir)

Her Galatasaray maçı için mutlaka birisi,  haftalar ,aylar öncesinden arar "Aman abi Galatasaray maçına bilet" der.Söz verirsiniz.Siz unutsanız onlar unutmaz "Abi çıkıyor-Abi çıkmış-Bitmez değil mi -Ya alamazsak-Abi yine ben ,alabildiniz mi ? "

Biletler çıkar çıkmaz alıp ona haber verirsiniz...O da müjdeyi oğluna,arkadaşına,sevgilisine verir.
Kalkar İstanbul'a gelirler...

Bazen yıllar önce maça gittiğiniz bir dostunuz oğluyla gelir.Maç öncesi stat önünde siz sohbet ederken oğlu kısık sesle  "Hadi baba geç kalmayalım" der.O duyguyu iyi bilirsiniz,bir şeyleri kaçırmamak ,erkenden girmek...

"Kadıköy'de bir Galatasaray maçını seyrettim" diyebilmek ,yıllar sonra bir sohbet sırasında "ben ordaydım oğlum" diye hava atmak...

Bugün yine bilet alırken aynı sözler.

Nasıl bitti ?
Hiç mi yok ?

Derin ve tarifsiz üzüntü.

"Kaç paraysa Kongre üyesi olacağım " sözü.
"Karaborsadan da olsa bulurum" meydan okuması.

En sonunda ,tüm biletler tükendi diye mutlu olup "Helal Olsun be" sözünü duyduğunuz an
klasik "Fenerbahçeli Olmak anlatılmaz,yaşanır" sözünün  MPEG görüntüsüdür.